Emeklilerin Yüzde 60’ı Açlık ve Sefalet Sınırının Altında Yaşıyor
SERRA TAYLAN
Türkiye Emekliler Derneği Elazığ Şube Başkanı Vedat Gür, 16 milyon emeklinin yüzde 60’ının maaşlarında iyileştirme yapılmadığı için açlık ve sefalet sınırının altında yaşadığını söyledi. Gür, “Devletimiz emekli olduktan sonra bir vatandaşın çalışmasını istemiyor. Cumhuriyetin 100. yılına mahsuben bize verdikleri 5 bin lira, çalışanlarımıza bir ara verilmedi. Sonradan yapılan mücadeleden sonra onlar da aldı. Eğer bir vatandaş emekli olduktan sonra çalışıyorsa, muhakkak ihtiyaçtan çalışıyordur. Eğer biri emekli olduktan sonra çalışıyorsa bu devletimizin büyük bir ayıbıdır” dedi.
Vedat Gür, emeklilerin açlık ve sefalet sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğini söyledi. Alınan maaşların yetersizliğine işaret eden Gür, şunları söyledi:
“1 Ocak itibarıyla devletimizin emeklisine vermiş olduğu zamlardan sonra 16 milyon emeklimizin yüzde 60’ı tamamen açlık ve sefalet sınırının altında kalarak bir hayal kırıklığına uğramıştır. Bizim devletimizden beklentilerimiz asgari ücretli veya memura uygulanan zamların aynısının bize de uygulanmasıydı. Bugün ilimizi baz aldığımızda, bir ev kirasına 8-10 bin lira verdiğini düşünürsek, insanları bırakın yaşamayı tamamen açlık sınırın altında kalarak hayatlarını nasıl idame ettireceklerini mücadelesini yapmaya başladılar. Bugün 3-5 kişilik bir ailenin günde en az 10 tane ekmek eve götüreceğini, 10 tane ekmeğin 80 lira olduğunu düşünürsek, ayda 2 bin 400 lira, 7-8 bin lira da kira verdiğini düşünün 10- 12 bin lira maaş alan bir emeklimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün emanet bıraktığı Cumhuriyete hiç yakışmadığını düşünüyoruz. Biz bu insanların hakkını arama adına devletimizden hiç değilse en azından bu vatandaşlarımıza bir şefkat elini uzatılmasını istiyoruz. Bu insanların da bugünkü yaşam şartlarına göre normal standartları yakalama adına bir iyileştirme yapılmasını, en azından seyyanen zamlar yapılarak bu insanların hayatlarını güzel bir şekilde idame etmelerinin sağlanmasını arzu ediyoruz.
“İKRAMİYE İLE KÜÇÜKBAŞ KURBAN ALINABİLİYORDU”
Bir ikramiye söz konusuydu. 2018 yılında devletimiz bize biner lira ikramiye verdiği zaman, o günkü bin lirayla vatandaş küçükbaş hayvanı kurban olarak alabiliyordu çünkü o günkü maddi değeri 18 kilo ete eş değerdi. Sonrasında 2 bin lira yapıldı ve bugün 3 bin TL’ye yükseltildi. Oysa bugün 3 bin liraya sadece 4,5 kilo et alınabiliyor. O günkü 18 kiloya tekabül edilen et paramızla bugün dört buçuk kilo alabiliyoruz. Biz ikramiye konusunda da hiç umduğumuzu bulamadık. Biz sadece her zaman her platformda dediğimiz şuydu; madem ki bu ikramiyelerimize zam yapılacaksa, maaşlarımıza yansıtılan TEFE- TÜFE’ye göre ayarlarsın. 6 ayda bir maaşlarımıza yapılan zammın ikramiyelerimize de yansıtılmasını istiyoruz. Eğer bu uygulansaydı 2018 yılından beri bugünkü bizim ikramiyemiz yaklaşık 6 bin lira olacaktı. Oysa bugün bu paranın çok altında kaldı. Bizler, ikramiyelerle temsil ettiğimiz kurum adına umduğumuzu bulamadık.
“20 YIL ÖNCEKİ ALIM GÜCÜMÜZÜ KAYBETTİK”
Devlet büyüklerimiz her platformda diyorlar ki; biz emekliyi nereden nereye getirdik. Hayır, aslında hiç de öyle değil. Aslında emekli nereden nerelere düşürüldü. Bunu demelerini beklerken, biz emekliye çağ atlattık misali, sanki emekli büyük bir reform atlatmış, emekliye bir altın çağ yaşatılmış gibi ifadeler kullanılıyor. Hayır, biz temsil ettiğimiz kurum adına diyoruz ki; biz 20 yıl önceki alım gücümüzü kaybettik. Kaldı ki devletimiz 2024 yılına emekliler yılı olarak ilan etti. Ben devlet yetkililerine sizler aracılığıyla şunu soruyorum kurumum adına; biz emekliler olarak açlıkla boğuşurken, nasıl bu yılı ilan ettiler? Anlamış değiliz. Maaşımızı mı, yaşama gücümüz mü kurtardılar bu insanlar? Tabii ki devlet milletsiz, millet devletsiz olamaz. Biz devletimizin yanında olduk emekliler olarak. 22 yıldır Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği yoldan hiç şaşmadan, arkası sıra koştuk, gittik ama biz bu yaptığımız uğraşının karşılığını emekliler olarak hiçbir zaman bulamadık. Her zaman üvey evlat sınıfında kaldık. Biz bu konunun ivedilikle düzeltilerek, hiç değilse maaş alanların bir an önce daha düzenli bir yaşam şeklinde kavuşmaları için devletimizden babalık şefkat eli uzatılmasını bekliyoruz.
Devletimiz emekli olduktan sonra bir vatandaşın çalışmasını istemiyor. Eğer bir vatandaş emekli olduktan sonra çalışıyorsa, muhakkak ihtiyaçtan çalışıyordur. Bugün 20-25 bin lira alan adam çalışmaz ama çalışan adamlar genelde 10 ile 15 bin lira arası maaş alıyor demektir. Eğer biri emekli olduktan sonra çalışıyorsa bu devletimizin büyük bir ayıbıdır. Avrupa’nın bir emeklisi aldığı maaşın yarısıyla Türkiye’nin en güzel beldesinde yazın 20 gün, bir ay tatilini yapıp gidiyor ama bizler buradan başka bir ilde olan çocuğumuzu veya torunumuzu görmeye bile cesaret edemiyoruz. Ben bunu da devletin takdirine bırakıyorum artık. Bu konuda devletimiz düşündüğünü yapmıştır, bildiğini okuyordur. Bir emekli emekli olduktan sonra çalışıyorsa bu devletin ayıbıdır.”